Dünyayı seviyor muyuz?

Güneş dünyanın tepesinden ısıtıyor ve aydınlatıyor. Tüm canlılar ondan yararlanıyor. Toprağı, bitkileri besleyen ve kim bilir ne zamandır var olan güneş. Güneş bütün hayatların üzerinde… Sevgiyi kaçımız gerçekten hissedebiliyoruz, şefkati; sadece insanlara karşı, hatta sevdiklerimize mi hissediyoruz? Çevremizde sayısız canlı yaşıyor: İnsan, hayvan, bitki… Hayvanlar özellikle şehirleşen ortamlarda parklarda, sokaklarda yalnızca bir avuç duyarlı insanın yardımıyla yaşamaya uğraşıyor, çabalıyor. Onlara yemek verilirse yiyorlar, bulamıyorlarsa bir köşede aç duruyorlar. Hayvanlar caddelerde, trafik ışıklarına basamadıkları için korkarak ve hayatlarını tehlikeye atarak karşıdan karşıya geçiyorlar.  Doğal hayatta sadece bir anlık keyif uğruna hayvanlar avlanıyor; vurulan hayvanların eti yenilmiyorsa, yaralı ya da ölü öylece kaderine terk ediliyorlar. Hayvanların gereksiz yere, yani yemek dışında herhangi bir amaç için öldürülmesine tanık olmaktan öteye geçebildiniz mi? Düşünün sizce hangi hayvanlar gereksiz öldürülüyor?

Sular kirleniyor. Fabrika ya da ev atıklarıyla düşüncesizce kirletiliyor. Musluklardan akan sular giderek içilmez hale geliyor ya da içen canlıları hasta ediyor, yavaş yavaş zehirliyor. Hayatınızda hiç musluktan akan suyun kaynağını araştırıp; suyun neden içilemediğini ya da içilmemesi gerektiğini öğrendiniz mi? Sorunları fark ettikten sonra gerekli şikayet ve araştırmaları ilgili yetkililere ileterek bu durumun düzeltilmesi için talepte bulundunuz mu? Bu sorunu kaldırmak için bir şeyler yapabilecek bir yerde çalışıyorsanız ya da çalışan birilerini tanıyorsanız, bu konuda gerçek bir eyleme geçtiniz mi?      Denizler kirletiliyor, kenarlarında oturmak bile bazen mümkün değil, ya da artık içi görünen-görünmeyen türlü atıklarla dolu olduğundan, yüzemiyoruz, her denizden tutulan balığı yiyemiyoruz. Bütün denizlerde yüzmek, istediğiniz her kıyıdan denize girmek ister miydiniz?

Yediğimiz sebze ve meyvelerin genetik yapılarıyla oynanıyor ve habersizce insanlara satılıyor. Tarımda ürün kalitesinden çok kazanç düşünüldüğünden toprağa ve ürüne zarar veriliyor. Soframıza gelen doğal tarım ürünleri, giderek soframızda doğallıktan uzak yiyeceklere dönüşüyor. Ağaçlar kesiliyor, yerlerine binalar dikiliyor. Doğal örtü yok ediliyor. Bir gün nefes almak bizim için zor olabilir. Bunun için her birimize görev düşüyor, hayatınızda hiç ağaç diktiniz mi? Ağaçlar kesilirken, yok edilirken, yeşil alanlara beton dökülürken siz ne yapıyorsunuz?

Doğal alanları, suyu, denizi yaşamak için yok ediyoruz, hayvanların yaşamına saygı duymuyoruz, ağaçları öldürüyoruz. Bu dünyadan geçerken, yaşamak için dünyanın yaşamını elinden alıyoruz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir