(Öykü) Genç Posta Dergisi (1. Bölüm)

Otobüs hızla giderken, gözlerim yollarda, aklım ise geride bıraktığım evimdeydi. Üniversite sonuç belgesinin eve ulaştığı anı hatırladım, tüm ev halkı mutluluktan havalara uçmuş, sevinçten evin içinde zıplayıp durmuştuk. Sonunda başarmıştım, artık dünya benim için dönmeye başlıyordu, uzun zamandır hayalini kurduğum o hayat gerçek oluyordu.
Evdeki gurur ve mutluluk zamanla yerini hüzne bıraktı. İlk defa evden ayrılıyordum. İlk defa evimden başka bir yerde yaşayacaktım. Annemin şefkat dolu kucağını, babamın güven dolu varlığını artık geride bırakıyordum. Eğitimim hazırlıkla beraber 5 sene sürecekti, bu zaman dilimi şimdiden gözümde büyüyordu. Ailemle beni sanki sonsuz bir ayrılık bekliyordu. Evimizin kapısından çıkıp gidersem, sanki burası bir daha benim evim olmayacak gibi hissediyordum. Annem yüzünde zoraki beliren bir gülümseme ile eşyalarımı hazırlamama yardım etti. Babam her akşam eve gelirken, ihtiyacım olduğunu düşündüğü bir sürü eşya ile çıka geliyordu. Önceden konuşup planladığımız eşyalar olmadığından, şaşırdığımı belli etmemeye çalışarak, nazikçe kabul ediyordum getirdiklerini.
Zaman ilerledi ve evden ayrılma zamanı geldi çattı. Bütün eşyalarım hazırlanmış kapının önüne yığılmıştı. Tek yapmamız gereken eşyaları arabaya yerleştirmek ve oto gara doğru yola çıkmaktı. Gitme vakti gelmişti ve sırada vedalaşmak vardı. İçimi tarifsiz bir hüzün kaplamıştı ve hayatım bir daha eskisi gibi olmayacaktı. Evdeki sessizlik, ölüm sessizliğinden farksızdı. “Vakit geldi, eşyaları aşağı indirelim” dedi babam. Annem sessizce, “Henüz erken değil mi” dedi. Babam “Trafik olabilir, daha eşyaları yerleştireceğiz” şeklinde yanıt verdi. Tüm aile beni üniversiteme yollamak için evin girişinde toplanmıştı. Ablama sıkıca sarıldım, abime ise neşelendirecek bir iki şey söyledim. Eşyalarımı arabaya yerleştirdik ve yola koyulduk. Garaja geldiğimizde vaktimiz azalmıştı ve gecikmeden eşyalarımı otobüse yerleştirip, annem ve babama sarıldım. Annem ve babam az konuşmaya özen göstererek bana sarıldılar ve ağlamamak için kendilerini tuttuklarını belli eden her zamanki kaçamak hareketlerle gözlerini benden kaçırdılar. Biz şu ana dek duygularını zor belli eden bir aile olmuştuk ve her zaman ağlamaktan kaçındık. Sessizce yanlarından kaçtım ve otobüsteki yerime oturdum. Yerime oturdum ve dışarıyı seyre daldım, gözüm yollarda, aklım, ailemdeydi.
******
Geçen ay kayıt işlemlerimi tamamladığım ve kalacağım yeri ayarladığım için, eşyalarımı yerleştirmekten başka yapacak işim yoktu. Kampüs içinde bulunan kız yurtlarından birine yerleştim. Bölüm arkadaşlarımı, kampüs hayatını ve üniversite yaşamını kısacası yeni hayatıma dair her ayrıntıyı öğrenmek için sabırsızlanıyordum. Odama yerleştim ve yatağıma uzandım. Henüz odada yalnızdım, sabırsızlıkla oda arkadaşımın gelmesini beklemeye koyuldum. Yol yorgunluğu, yatağa uzanınca kendini belli etmeye başlamıştı. Göz kapaklarıma engel olamıyordum. Uykuya teslim olmam uzun sürmedi. Düşümde kalabalık bir sınıf ortamında buldum kendimi, yaklaşık 30-40 kişi kadardık ve hararetli bir tartışmanın ortasındaydık. Bir iki arkadaşla bu tartışmayı yönetiyorduk ve sınıftaki herkesin oldukça heyecanlı olduğu yüzlerinden belliydi. Kalabalıktan bir arkadaş öne atılarak, sabırsızca uzun uzun konuştu “Bizim sorunlarımızı, bizden daha iyi kimse anlayamaz, artık gençlerin konuşma zamanı geldi, bu üniversitedeki her öğrenci bu derginin yazarı olacak” . Kapının açılma sesiyle uyandım, kapıdan giren oda arkadaşım olmalıydı ve biraz önce rüyamda gördüğüm kıza şaşırtıcı bir şekilde benziyordu. “Merhaba, hoş geldin” dedi gülümseyerek. Güler yüzü ve sıcaklığı içimi ısıtmıştı. Ona aynı şekilde karşılık verdim, “Merhaba, hoş buldum”. Sıcaklığı ve içtenliği bana evimi hatırlatmıştı. Güzel bir dostluk doğuyordu ve ben bundan daha fazla güzelliğin az önce kapıdan girdiğinden henüz habersizdim.
*******
Zaman hızla geçiyordu ve sonbaharın etkisine giren kampüs muhteşem renklere bürünüyordu. Sonbahar benim için artık sadece sarı bir renkten ibaret değildi ve hayatımda daha önce görmediğim bu müthiş renkler beni hayrete düşürmüştü. Senelerdir ara verdiğim yazmaya yeniden başlamak için içimde inanılmaz bir istek duyuyordum. Sonbaharın renkleri belli ki sihirliydi. Kampüse değen sihirli değnek her şeyi hızla değiştiriyordu. Günlük yürüyüşlerimden birindeydim ve çiselemeye başlayan yağmuru fark edince yavaşladım ve bir banka oturdum. İnsanları izlemeye başladım, onların hızlanan yağmurdan kaçışmalarını seyrederken, mis gibi kokan toprak kokusunu içime çektim. Gözlerimi kapadım ve kendimi bir sahilde hayal ettim. Sahilde yağmurlu bir günde çıplak ayaklarımla kumların üzerindeydim.

“Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır.”

Yatılı Bakıcı Arama, İşe Alma ve Çalışma Rehberi

Yatılı Bakıcı Arama, İşe Alma ve Çalışma Rehberi
Öncelikle evinize kamera taktırın. Sadece bakıcı odasını, banyo ve tuvaleti es geçin. Yatak odasını ve mutfağı kesinlikle atlamayın.
Görüşmelere başlamadan arama sürecinde,
İhtiyacınız Olan Yatılı Bakıcı Kriterlerini Belirleme:
• Hangi yaş aralığında (deneyimlerim küçük ve hareketli çocuk bakımı için 25-45 yaş aralığının uygun olduğunu gösterdi )
• Hangi milliyette
• Hangi dili konuşan (Sizinle ve çocuğunuzla doğru ve kolay iletişim kurabileceği en az bir dili yeterli konuşabilmeli )
• Deneyimli-deneyimsiz
• Referanslı olsun mu? Çocuk bakımı referansı mı, ev işi mi?
• Yemek bilsin mi? (Yemek tecrübesi değişkenlik gösterir, neler bildiğini mutlaka telefonda öğrenin
• Yabancı uyruklu ise oturma/çalışma izni olsun mu?
Nasıl bulabilirsiniz?
Bakıcı arama siteleri, sahibinden.com gibi ortamlar, facebook grupları, danışmanlık şirketleri, varsa arkadaşınızın bakıcısının tanıdıkları, daha önce tanıdığınız birilerinde çalışmış biri olursa bu en güzeli olacaktır…
Telefon görüşmesi ve resim ile seçme. Telefon numarası ile birlikte, adayla konuşmadan mutlaka belli konuları da öğrenmiş olun. (Yaş, uyruk, deneyim, oturma ve çalışma izni var mı)
Yatılı Bakıcı Adayı İle Telefonda İş Görüşmesi:
1) Sigara kullanıyor mu?
2) Önceki işinden ayrılma sebebini sorun, eğer maaşı düşüktü yanıtını alırsanız hemen ne kadar alıyordun diye sorun. (Eğer yeterli bir maaş almasına rağmen ayrılmışsa, muhtemelen size gelince de benzer nedenden dolayı ayrılacaktır)
3) Deneyimlerini ve tek tek referans verip veremeyeceğini sorun, eğer veremiyorsa olası sebepler:
a) Öyle bir referansı yoktur
b) Çalıştığı süre, söylediğinden çok daha kısadır.
c) Kötü bir şekilde ve aniden ayrılmış olabilir
d) Başka bilmediğiniz her şey olabilir.

4) Referans veremeyenleri eleyin, referans verememe gerekçeleri size şu şekilde gelebilir:
a) Yurt dışına taşındılar.
b) Telefonumu kaybettim.
c) Numarası silindi

5) İzin günü hangi gün istiyor? Size uymuyorsa eleyin.
6) İzin gününde kalacağı evin yerini sorun, çok uzaksa gelip gidebilir mi mutlaka sorup öğrenin.
7) Evli ve çocuk sahibi mi? Çocuğu olmayan çoğu kişi çocuk bakamıyor, eğer çocuksuzsa ancak çocuk referansı varsa görüşmeyi kabul edin.
8) Oturma izni var mı? (genelde başvuruyu yaptık derler ama başvuru yapmamış olabilirler)
9) Kullandığı bir ilaç ve hastalığı var mı? (bu kısımda önemli bilgiler ortaya çıkabiliyor)
10) Ne zaman memleketine gitmeyi düşünüyor? (sizin işe başlamayı planladığınız bir dönemde memleket planı varsa önceden bilmeniz iyi olabilir)
11) Sizinle yazın tatile gelebilir mi? (Kimi bakıcı bunu tercih etmiyor)
12) Gerekiyorsa yüzme biliyor mu? Deniz ve havuza girebilir mi? (Kapalıysa bunu tercih etmeyecektir.)
Yatılı Bakıcı Adayı ile Görüşme
Nelere dikkat edelim:
1) Yüz yüzeyken de sigara içip içmediğini ve arada bir de olsa içip içmediğini sorun. Ben görüşmede şöyle bir cevap almıştım: İçiyorum ama akşam bırakacağım.
2) Eski işinde neler yaparmış, çocuğun yaşı, cinsiyeti ve adı neymiş gibi ayrıntıları alarak referans görüşmesi için bilgi toplayın.
3) Eşi var mı burada mı? Eşi yoksa görüştüğü biri olup olmadığını ve nereli olduğunu sormanız gerekiyor. (Biliyorum çok rahatsız edici görünüyor, direk özel hayata dalmış oluyorsunuz) Bazı adayların maalesef eşi memleketteyken Türkiye’de birden fazla görüştüğü kişiler olabiliyor. Bu durum başınıza dert açma potansiyeli olan bir durum. (Bunu neden öğrenmeye çalışıyoruz: Belalı birini bulma olasılığı, yabancı olduğu için acemilikten kötü niyetli birine denk düşme olasılığı, birden fazla eş tercihinde çeşitli hastalık riski vs. )
4) Aşırı gösterişli ve süslü, tırnakları uzun ojeli adaylarla o sırada konuşun: Uzun tırnak-oje bebek ve küçük çocuklar için sıkıntı yaratabilir. Çalışırken bunları değiştirmesini isteyeceğinizi belirtin, bazıları izinlerde bu şekilde kullanabilir fakat çalışırken siliyordur, o zaman sorun yok.
5) Telefon kullanımını görüşmede belirtin. Telefonla uzun konuşma ve mesajlaşmanın, dikkatini çocuktan uzak tutması sebebiyle, çocukla yalnızken mümkün olmayacağını söyleyin.
6) İzin günlerini ve saatlerini belirtin. (Size bağlı ama genelde 24 saat izin kullanılır)
7) Maaşı belirtin baştan.
8) Gece çocuk için uyanmasını isteyecekseniz baştan söyleyin.
Ortalama Yatılı Bakıcı Maaş Aralığı:
Yatılı bakıcılar için deneyimlerine göre değişen maaşlar söz konusu. Ayrıca sosyal medyada çeşitli anne ve kadın gruplarında bakıcı maaş ödemelerinin Türk lirası olarak yapılması konusunda görüş birliğine varıldı, piyasada hakim olan ortalama aralık:
1) Deneyimsiz ve 2-3 ay deneyimliler 2.500+izin parası
2) 1-2 yıl deneyimliler 3.000+izin
3) 2 yıldan fazla çocuk deneyimi/referansı olanlar 3.500 ve üzeri+izin
Yatılı Bakıcı Referansı ile Görüşme
Adayınızın anlattığı bilgilere benzerlik gösterip göstermediğine dikkat ederek görüşmeyi yapın. Adayla ilgili sadece övgü aldıysanız, durumu biraz daha irdeleyin. Farklı yaş ve cinsiyette çocuklar şeklinde çelişkiler ortaya çıkmışsa adayı eleyin. Bu konuda çeşitli deneyimler: Yine kendi memleketinden bir arkadaşını referans olarak gösterdiğini anladım. Bir görüşmede beklenmedik bir soru sorunca aniden telefon kesildi ve bir daha telefonuma cevap vermedi.
Yatılı Bakıcı İle Çalışmaya Başlama
Not: Öncelikle özellikle küçük bebeği olanların, işe alacağı bakıcının işe başlamadan önce tetkiklere giderek çeşitli bulaşıcı hastalıklarla ilgili kontrol testlerinden geçmesi önemli. Bazı ülkelerde maalesef hepatit türünde bulaşıcı hastalıklar yaygın.
Eve geldi ve çalışmaya başladı, nasıl ilerleyebilirsiniz:
1) Çalışma saatlerini belirleyin.
2) Çocukla ilgili önemli saatleri mutlaka bildirin (yemek, uyku, ilaç)
3) Sabah kalkınca neler yapması gerekiyor zamanlarına kadar söyleyin.
4) Eğer sessiz bir ev tercih ediyorsanız akşam telefon görüşmelerini kulaklıkla yapması gerektiğini
5) Gece uyanmasını ya da akşam çocuklarla ilgilenme konusunda yardım isteyecekseniz önceden söyleyin. Eğer bakıcınız gece kalkmışsa, gün içinde uzanmasını sağlayın ve ertesi akşam erken saatte mesaisini bitirerek odasına gitmesine gayret edin.
Yatılı Bakıcı İle Çalışırken Önemli Uyarılar
1) Çocuğunuzu emanet edeceğiniz için Yabancı çalışanların evi yeri yurdu belli olmadığı için ikametgâh alamazsınız ve vatandaşlık numarası da olmayacaktır. Çocuğunuzu bırakıp gittiğiniz süreçlerde pasaportunu almak zorundasınız. Neden?
2) Bu uygulama size çok insancıl gelmeyebilir, fakat nedenlerinden bazılarını size söyleyeyim:
3) Allah korusun çocuğunuz düştü ve kendinde değil ya da bir kaza geçirdi, küçük ya da büyük bir kaza diyelim. Evdeki bakıcınız da korkudan, çocuğunuzu doktora götürmek yerine çocuğunuzu bırakıp kaçmayı tercih ederse önlemi bu.
4) Aniden önemli bir işi çıkan bakıcınız çocuğunuzu önceliği yapmadan evde yalnız bırakıp gidebilir. Ya da acil işini halletmek için sizden habersiz çocuğunuzu da götürebilir.
Anlatmaya Değer Yatılı Bakıcı Anılarım
Ben 3. Çocuğumla birlikte zaman zaman yatılı bakıcılarla çalıştım. Birkaç anımdan bahsetmek istiyorum. Yatılı bakıcılar için Türkiye’ye yeni gelmiş olanlara hemen çocuk emanet etmeniz güç olur, başlarda daha çok çocuklarla ilgili diğer işleri öğretip bir düzen oturtmanız mümkün olabilir. Deneyimsiz biri ise birçok çocuk bakım işini bilmiyor olabilir. Çocuklara nasıl davranması gerektiğine kadar öğretmeniz gerekebilir. Maalesef bu konuda eğitimli olanlar çok az.
Hatta ev işleri konusunda deneyimsiz olmaları bile ihtimal dahilinde: Bu konuyla ilgili benim yaşadığım sıra dışı olaylar olmuştu. Bir çalışanı işe aldım ve işleri öğretmeye başladım. Maalesef Türkçesi de az olduğu için çalışmak kolay olmuyordu. İlk başlarda istekli ve hevesli olmasından etkilenip her şeyi 1 haftada öğrenebileceğini düşündüm ama olaylar hiç de öyle gitmedi. Kameraya anlık bir göz atmamla birlikte yemeği karıştırdığı kaşığı ağzına sokup, sonra tekrar yemeği karıştırmaya devam ettiğini gördüm. Bir keresinde de öğle vakti ocakta yumurta kaynattığımız cezveyi görünce merak edip sordum ne ısıtıyorsun diye, meğer o cezveye süt koyup ısıtıyormuş. Cezvenin içi kireç dolu olduğu için bir şok yaşamamla sütü lavaboya boca etmem 2 saniyeyi buldu.
Bir vakit de yine işe başlayan bir çalışana banyoda ki duş sisteminin nasıl kullanıldığını ve akan suyun nereden gittiğini anlatmak zorunda kalmıştım. Bir yere yetişmek zorunda olduğum için alel acele çıkmak zorunda kaldım. Maalesef kadıncağız sıcak su musluğunu ayarlayamayıp sonra kızımı çağırmak zorunda kalmış. Onunla da devam edemedik tabi ki.
Bir gün yine genç bir çalışanla çalışmayı deniyoruz, bulaşık makinesi kullanmayı bilmiyormuş ben de öğrettim doğal olarak. Ertesi gün baktım temkinli hareket edip bulaşık makinasına eşyaları korka korka yerleştiriyor. Ben de yardım etmek için yanında bekledim, demliği içi dolu ve kapağı kapalı bir şekilde bulaşık makinesine, bardakların yanına koyunca kahkahamı içime gömmeye özen göstererek, ona doğrusunu gösterdim. Yine muz rica ettim ve çocuk için olduğu için dilimlemesini istedim. Kabuğuyla dilimleyince kızcağız utanmasın diye yine gülemedim.
Yine bir gün ben gece boyunca bebekle ilgilenmişim uykusuzum. Çocuklardan ikisi uyumuş, diğeri okulda gibi hızlı ve ani gelişen bir cennet ortamı belirmişken bakıcı yanıma gelip öğle uykusuna yatacağını söyledi. Çok hızlı davranarak, birinciliği bana kaptırmadı. Ben de şok içinde devam edemeyeceğimizi söyledim tabi ve biri bebek olan 3 çocukla öylece kaldım. Yaklaşık 3 ay falan tek başıma idare ettim.
Yine harika bir deneme süresi içindeyim, bebeği emzirip kameradan AVM yönetir gibi evi kolaçan ediyorum, o sırada ekrandan gördüklerime inanamıyorum. Bizim bakıcı çocuğa biberon dolu sütü veriyor ve ocağı kapatmadan telefonuna devam ediyor. Çocuk da elinde biberonla, henüz 2 yaşında kokteyle gelmiş gibi içeceğini alıp koşarak bilinmez bir maceraya çıkıyor. Tabi hemen müdahale ettim. Aynı bakıcı geleli uzun zaman olmasına rağmen Türkçeyi öğrenemediği için bazen Mete barışa, Mete Barış! Yapmayınız! Şeklinde seslenip, Mete barışın tepişmelerine ve yerde debelenmelerine engel olmaya çalışıyor. Tabi ki o kibarlıklar Mete Barışı asla etkilemediği gibi bir nevi teşvik etkisi yarattı. Trajikomik hikâyemizde bu bakıcının da ilginç davranış modelleri bizi hayretler içinde bırakmadı değil. Pişmiş malzemelerin bir kısmını servise hazırlarken sıkılıp çöpe atmalar. Tabakları sudan geçirip makinaya koymamak için çöpe atma gibi çözümlerle pratik sağlamayı kendine alışkanlık edinmiş bir çalışanımızmış meğer. Biri bebek 3 çocuk olunca bu renkli detayları anlamak biraz zaman alabiliyor doğrusu. Bir gün yine aynı kişi çocuğu alıp sitede dolaşmaya çıkarmış. Arıyorum telefonla ulaşamıyorum ve sonra siteye bakmaya karar veriyorum site küçük, iki yol var zaten. Hemen görmem gerekiyor 2-3 dakikada ama yoklar. Bebek arabasıyla gezdiriyor olması lazım. Neyse ben de çocuğu alıp götürebileceği arkadaşlarıma bakmaya başladım. Kapı kapı geziyorum. Meğer haber vermeden bize en uzak noktada ki arkadaşıma götürmüş ve çocukları oynatıyorlarmış. Hanımefendi benim arkadaşıma ziyarete gittiği için haber vermeyi gerekli görmemiş. Arkadaşım da evde olmayınca benim haberim olmadı.

“Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır.”